Türkiye’nin Kürt meselesi yoktur

Türkiye’nin Kürt ırkçılığıyla ve bu ırkçılığı stratejik bir fitne aracı olarak kullanmak isteyen güçlerle meselesi vardır,buna karşılık Türkiye de bir Türk ırkçılığı yada Kürtlere karşı ırkçılık meselesi oluşabilir.tehlike buradadır.yani Kürt ırkçılığı meselesini çözmezsek buna karşılık başka ırkçılıklar da başımıza ağrıtabilecektir.

Karşı tarafın da istediği zannedersem bu…

Bütün oyun böyle bir dalga oluşturmak ve Türkiye’nin boğazına sarılmak için bahane bulmaktır.belki bazıları yabancı güçlerin vaktiyle Yunan’a  Romen’e ,Bulgar’a arka vererek Osmanlı’ya  dayattıkları kopuşların bir benzerini kendileri adına Türkiye’ye dayattırabileceklerini hayal ediyor olabilirler.bu işin mevsimi geçmiştir.

 Kurtlar vadisi dizisinin ‘terör’başlığı altında ayrılıkçılığı işlemek isteyen bölümlerine yayın yasağı geldi.bu nasıl bir iradeydi ve neden rahatsızlık duyarak diziyi yasaklattı?

   Kurtlar vadisi –terör,öncelikle PKK’yı her zaman kullanan odakları rahatsız etmiştir.tabii başka rahatsızlık duyanlarda olmuştur.kimisi siyaseten dizinin kendi aleyhine olacağını düşünmüştür.kimiside pkk ile mücadelenin kesin çözüme kavuşturulamayışına yönelik sorgulama getirebileceğini gördüğü için huzursuzluk duymuştur.kurtlar vadisi ,PKK’nın ardındaki yabancı parmaklara dikkat çekebilecekti.daha birinci bölümde bu vardı.Dizi diyordu ki ,Türkiye’deki terör yerli bir oyun değildir.

PKK’lılar kendilerini öyle zannetseler de bu,yerli bir oyun değildir.bu, Türkiye’de ve bölgede oyunlar oynayan güçlerin kanlı tezgahıdır.bu,terör adı altında Türkiye’ye karşı bir ‘ılık savaş’uygulamasıdır.Türkiye bunu bozmayı başaramamıştır.şimdiye kadar örgüte on binlerce militan kaybı verecek  kadar yüksek bir askeri bedeline rağmen fitne gerektiği gibi geriletilememiştir.askeri başarı vardır ama devlet genel olarak sorunu çözmede başarı elde edememiştir.tam aksine,fitne koptuğunda sıradan bir terör lideri olan Abdullah Öcalan şimdi neredeyse uluslararası siyasi kişilik haline gelmiş,üstelik ülke içinden on binlerce çocuğun ve gencin gözünde ‘kutsal kahraman’ konumuna yükselmiştir.devlet örgüte darbe indirdi ama örgüt de millete acı verecek militan bulmakta çok zorlanmadı.bu  hain tasarıya destek veren dış güçler,çeyrek yüzyıl boyunca Türkiye’yi burnunun ucundaki mayına baktırıp ufku göremez hale getirdiler.Türk ordusu verdiği şehit oranı itibariyle böyle bir mücadele için destanlık bir başarı kaydetmiştir.kurtlar vadisi bu muazzam askeri başarıya rağmen  fitnenin köküne neden inilemediğini sorgulayacağı için ürkütücü görüldü.dizi hangi ellerin bu örgüte  finans sağladığını,hangi yollardan lojistik desteğin gerçekleştirildiğini kurcalayacaktı.Dizi, asıl buralarda caydırıcı olamadığımız için her seferinde terörün canımızı yakmaya devam edebildiğine dikkat çekecekti.bunun için pek çok çevre rahatsız oldu.bu diziyi  yazanlar bir anlamda Türkiye Cumhuriyeti devletine akıl öğretmiş gibi bir konumda görülecekti.Belki,Mehmetçiklerin ve komutanlarının dağlardaki yiğitçe mücadelerine yaslanarak kendilerini ülkenin vazgeçilmez kahramanları olarak görenlerin çapları sorgulanır hale gelecekti.   Bu gibi duygusal etkenler de söz konusu olabilir.ayrıcı diziyi yazanlar PKK’yı Türkiye cumhuriyeti’nin düşmanı olarak yüceltmeyeceklerdi.onun basit bir suç örgütü olduğunu vurgulayacaklardı.

O zaman da dizi,Türkiye’yi yönetenlerin devlet idrakinden  daha yüksek bir devlet idraki sergileyecekti.zira devleti yönetenler ikide bir en büyük düşman PKK türünden söylemlerle devleti küçük düşürüyorlardı.oysa devlet,bir terör örgütüne suç örgütü olmaktan ileri bir anlam yüklemez.Dizi,bu devlet aklı bakımından ülkeyi yönetenlerden ve terörle mücadeleyi yürütenlerden daha parlak görünüyordu ve görünecekti. Acı ama gerçek bu...  

  saricay48@hotmail.com

 ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 Görüntü Kemalist aslı komünist …makyaj giyim kuşam bunların işi en sağlıklı yasam bunların işi siz emredin paşam bunların işi..demokrasi laiklik insan hakları örtü ile başladı ilk yasakları irtica geliyor son tuzakları….laiklik şeriat kavgası bitsin ülkeme duyulan bu nefret yetsin sevmeyen şerefsiz defolsun gitsin..bunlar hem yalaka hem kapitalist Atatürk maskesi işin yapısı Atatürk’e kurban olsun hepsi … Devlete ılımlı İslam değil ılımlı laiklik lazım bence 
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


                                                     KEMALİZM VE İSLAM 
 Kemalizm demek emperyalizme karşı olmak demektir.sosyal demokrasi ise emperyalist bir sistemin ürünüdür.işte bu sebepten hem Kemalist hem sosyal demokrat olunamaz bunlar birbirinin zıttı dır.ne var ki ülkemizde bir kavram kargaşası özellikle yaratılmaktadır.çünkü emperyalist güçler ancak böyle bir ortamda her şeye hakim olabilmektedirler.gelişmekte olan bir ülke solunun sosyal demokrat olmaya soyunması demek taklikçilikten başka bir şey değildir. Arkadaşlar ne yazık ki Atatürk hakkında bir çok şey milletimizden saklı tutulmuştur.Atatürk’ün dine karşı bir anlayış içinde gösterilmesi maksatlıdır.bilindiği gibi en güvenilir hadis derlemesi olarak değerlendirilen 12 ciltlik buhari hadislerini Türk milletine kazandıran da bizzat Atatürk’tür.ve Atatürk döneminde subayların üniformalı kıyafetleriyle camiye gitmeleri hiç sorun olmamıştır.Atatürk’ün sağlığında Türk milletinin örtünme diye bir meselesi olmamıştır.ne yazık ki ölümünden sonra batılı ülkelerde olmayan bir laiklik anlayışı Türk milletine çağın gereği budur denilerek benimsetilmek istenmiş ve manevi şuuru eksik yada hiç olmayan bir gençliğin yetişmesine neden olunmuştur.buradan çıkaracağımız gibi din milli kimliğin temel damarlarından birisidir.İslam dininin esasları okullarımızda mutlaka öğretilmelidir.bu husus bugün her zaman kinden daha önemlidir.Çünkü emperyalistlerin ilan ettiği haçlı seferinin muhatabı İslamiyettir.TÜRKİYE’DİR! medeniyetler çatışması denilen olayın tarihsel arka planı vardır.ve bu Hıristiyanlığın Müslümanlığı yok etme hesaplarıdır.Hıristiyanlık lehinde toplumumuzda yaratılmak istenen anlayışa karşı uyanık olmak zorundayız.ülkemizde sözde laikçiler Müslümanlıkla uğraşırken misyonerlik faaliyetlerinin toplumumuzda yol açtığı tahribatlar ortadadır.Bu bakımdan batının ateisti bile nasıl Hıristiyan değerlerine saygılıysa,kendilerini TÜRK milletinin bir mensubu hisseden laik aydınlarında Müslümanlık değerlerine saygılı olmaları gerekir. 

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Fbml Kodları